merhaba,
tam bir boğa burcuyum....insan alışkanlıklarına bu kadar mı bağlı olur.....bloglar için yeni arayüz geldiğinden bu yana eskisi kadar yayın hazırlayamıyorum....:)))....bugün biraz daha haşir neşir oldum ve alışmaya başladım....
sanırım en sevdiğim yenilikler yemek ve kıyafetlerde,tekstilde.....gittiğim veya gezdiğim yerlerde tatmadığım veya duymadığım tarifleri denemeyi severim....
geçen hafta, yeni tatlar serimde , bilmediğim bir balık denedim AKYA BALIĞI ....her zaman olduğu gibi google a sordum nedir bu balık diye.....görselleri görünce bizim balıklar küçük geldi gözüme....:)))....küçük olanına KUZU deniyormuş....:)))...lezzeti de google a soramayacağıma göre, eşim güzelce terbiyeledi ve tattık....lezzetli ( 5 üzerinden 3 gibi) bir balık... değişiklik isteyenlere tavsiye ederim...
büyük olanlarından şiş yapılması tavsiye edilsede bizimkiler o kadar büyük olmadığından seramik tavada az yağ ile mısır unsuz kızarttım....
netten edindiğim bilgilere göre AKYA:
Uskumrugillerden; Kuzu, Çıplak, Leka ve İskender Balığı olarak da anılır. Genelde 50 - 100 cm, en çok 180 cm. ve 60 kg. ağırlıkta olabilir. Yumuşakçalar, kabuklular ve küçük balıklarla beslenerek dipte kıyılara yakın küçük sürüler halinde dolaşır. Canavar balıklardandır, çevresindeki balıkları yok edercesine yer. Geçmişte çok avlanılması nedeniyle neslinin tükenme tehlikesi vardır.
suyun altında meraklı ve hızlı bir balıkmış...yanından geçtiği herşeyi incelermiş....:))))...yiyebilecekmi onu araştırıyor demek ki....eğer tehlike sezersede hızla kayboluyormuş.....:)))...bir saniye var diğer saniye yok kadar hızlı.....:))))...kardeşimde zıpkınla dalmaya başladı ....onun yorumlarınada yer vereyim dedim...
marinesinde: toz biber , zeytin yağı, sarmısak, defne yaprağı ile 1 gece dinlendirdim....
büyük olanlarından şiş yapılması tavsiye edilsede bizimkiler o kadar büyük olmadığından seramik tavada az yağ ile mısır unsuz kızarttım.
orta ateşle az ateş arasında yavaş yavaş pişirdiğim için dağılma ve parçalanma olmadı...