merhabalar,
sevgili arkadaşım caferengigül yerfıstığından harika kurabiyeler yapmış....yorum yapmak için yazmaya başladığımda baktımki pek dertliyim...:)))....sizlerlede paylaşayım istedim...içimden gelenleri yazmaya çalıştım....mutfağımızda korkmadan, çekinmeden ,cesurca bütün yöresel lezzetlerimizi kullanmalıyız....biz kullanmazsak yavaş yavaş üretimi de, sevdiğimiz şeylerde kaybolacak....
kentleşmenin negatif etkisinden kaçan pek çok arkadaşım organik ve el yapımı ürünlere yönelirken; kasaba ve köylerimizde de tam tersi herşey hazır alınmaya başlamış...
önceki yazılarımda da bahsettim...ben Akdenizin incisi küçük bir kasabada büyüdüm....çok şanslıydım....bahçeli bir ev, toprak bir yol, oyun oynayabildiğimiz bir sokağımız, saklambaç oynarken saklandığımız ağaçlar vardı...rahatça bisiklete binebiliyor, bahçedeki ağaçlardan meyve toplayabiliyorduk...şimdi düşününce bir masalın içindeymişim gibi geliyor...
annem ne kadar çok ev işi olsada, (çamaşır, bulaşık, yemek...) bahçeye mutlaka birşeyler ekerdi....soğan, biber, kabak,....en büyük alanada ( en fazla 1 dönüm kadardı) kışın bakla yazın yer fıstığı ekerdi....yazın fıstık toplama zamanı anneme kardeşimle yardım ederdik....sabırla topraktan çekilen yerfıstıkları ayıklanır, gün sonunda hepsi yıkanır ve dama serilirdi....söylene söylene yapardık ama iyikide yapmışız...
sonrada tarladan toplanan herşey değerlendirilirdi....salça yapılacaksa, reçel yapılacaksa yapılırdı.....annem bu yaşında hala yapıyor ve bana da gönderiyor...annem değişmedi....:)))
ama değişen şeylerde oldu....Anamur'un çok nemli havası olduğu için kurutmalıklar köyde veya yaylada yapılır...şimdilerde annemden çok duyuyorum, eskiden domates kurusu, tatlı toz biber aldığımız bir teyze vardı köyden, o ölünce kızları yapmaz olmuş, köyde de yapan kalmamış.onlarda hazır alıyormuş, ...onlarda domatesi hale satıp, salçayı bakkaldan alıyorlarmış.....nasıl bir mantık dimi....
en son Anamur'a gittiğim de , tamamen ticari kaygılardan dolayı insanların sadece muz serası yaptığını gördüm...artık kimse yerfıstığı ekmekle uğraşmıyor...:(((...ciddi bir değişim var...
bu değişimde kaybetmek istemediklerim nelermi: el yapımı erişteler, kuruluklar, salçalar, reçeller, marmelatlar, ülkeme ve yörelere özel baharatlar, zeytinyağları......bunların pek çoğunu Ankara'da Ümitköy'deki Sosyete Pazarı'nda aldığım bir tezgah var....başta yediğim en lezzetli " lahana sarması" ile dikkatimi çekti...sonra diğer ürünlerini denemeye başladığımda, tamamen damağıma ve mantığıma uygun ürünler buldum....emekli tarih öğretmeni bir bayanın organik olarak üretip, satmaya başladığı serüven buraya kadar gelmiş,,,annemden bir parça buldum ....kızıda işletme mezunu ve annesinin yanında tamamen anneye destek...çok hoşuma giden bu tezgahı mutlaka ama mutlaka Ankara'da yaşayanların uğraması gerek diye düşünüyorum...
Ümitköyde İstanbul Sosyete Pazarı ...Çarşamba, Cumartesi, Pazar günleri kuruluyor
eşimin Antepli olduğundan bahsetmiştim....eski ve köklü bir aileleri var....eşimin dayısı ünlü bir yabancı firmanın, Türkiye'de üst düzey yönetiminden emekli ve pazarda satılan penyeden,herşeye karşı bir insan....onu gezmek için bu pazara getirdim ve "bulgur sofrası"nda bazı şeylerin tadına baktı tam not verdi....ankaraya gelince tekrar uğrayacağım diye gitti...
en son gezdiğim haftalarda Amasya yöresinden gelen tamamen doğal bir tezgah daha keşfettim...evden yanınızda cam kavanoz götürün, sabah kahvaltıları için üzüm şırası ile yapılmış fındık ezmesinden mutlaka alın derim....
